13 Ağustos 2012 Pazartesi

POL POT KENDİNİ ANLATIYOR

                   

                                  POL POT                    KENDİNİ         ANLATIYOR...

ÖN AÇIKLAMA
Okuduğunuz yazı 1979 yılında yayınlanmış olan SAVAŞAN KAMBOÇYA adlı kitaptan alınmıştır. Pol Pot ile yüz yüze yapılmış bir röportajdır. Röportajı yapanlar Mehmet Ataberk ve Nuri Çolakoğlu'dur.

-----------------------------------------------------------------
 -------------------------- -------------------------------------- -----------------------------------------------------------------

    Kamboçya Komünist Partisi Merkez Komitesi Sekreteri ve Demokratik Kamboçya Başbakanı Pol Pot kendi hayatını ilk kez kısaca, 17 Mart 1978'de Phnom Penh'de görüştüğü bir grup Yugoslav gazeteciye anlattı. 11-13 Nisan 1976'da yapılan Kamboçya Halk Temsilcileri Meclisi toplantısında başbakanlığa getirilene kadar adı dış dünyada hemen hiç duyulmamış olan Sekreter Pol Pot'a Yugoslav gazeteciler yönelttikleri ,"Siz kimsiniz, Pol Pot yoldaş, KKP Merkez Komitesi Sekreterinin geçmişi nedir?" sorusuna Pol Pot şu karşılığı veriyor:

     "Sorunuza memnuniyetle cevap vereyim. Ama önce benim ve diğer önder yoldaşların rolünün, Kamboçya ulusal hareketinin ve Kamboçya halkının devrimci hareketinin çok küçük bir kısmını oluşturduğunu söylemek isterim.

     "Ben bir köylü ailesinden geliyorum. Çocukluğum boyunca ailemle yaşadım ve tarladaki çalışmalarında onlara yardım ettim. Ama sonra geleneğe uygun olarak okuma yazmayı öğrenmek için bir pagodada (tapınakta) yaşadım. Pagodada altı yıl kaldım ve iki yıl rahiplik yaptım.

   
Önde Pol Pot Kızıl Khmer gerillalarıyla ormanlık alanda    
      
       Geçmişimi öğrenen ilk kişiler siz   oluyorsunuz.

       "Büyüyünce ilkokula gittim, ama sınavı veremediğim için ilkokuldan hemen sonra ortaokula devam edemedim. Tekrar tarlada çalışmak için ailemin yanına gittim. Ancak bundan sonra ortaokula giriş sınavını verebildim. Ortaokulu bitirdikten sonra teknik okula gittim. Bu öğrenimim bir yıl kadar sürdü. Bu genel olarak teknik, özel olarak da elektrik üzerineydi. Sınavı başarıyla verdikten sonra yurtdışında Fransa'da okumak için bir burs kazandım.

       İlk yıl şevkle okudum. Geçer not alan iyi bir öğrenciydim. Sonra ilerici öğrencilerin hareketine katıldım ve böylece ders çalışmaya yeterli vaktim kalmadı. Dersleri ihmal ettiğim için iki yıl sonra yetkililer bursumu kestiler. Bunun üzerine dönmek zorunda kaldım.

       "Pnom Penh'de gizlilik şartlarında yürütülen mücadeleye katıldım. Bundan sonra da Fransız sömürgecilere karşı mücadelede yer almak üzere gerillalara katıldım.

       "1954'deki Cenevre Antlaşması'ndan sonra Pnom Penh'e dönerek yeraltı faaliyetimi sürdürdüm. Görünüşte özel bir okulda tarih, coğrafya, yurttaşlık bilgisi öğretmenliği yapıyordum. Çeşitli çevrelerle temas ettim. Öğrenci ve aydınlar, işçiler ve ayrıca köylüler arasında çalışmayaptım.

      "1963'te artık Pnom Penh'de kalamaz hale geldim. Gerillalara katılmam gerekiyordu. Halk beni çok iyi tanımıyordu. Ama Lon Nol'ün polisi benim faaliyetlerimi izliyordu. Beni biliyorlardı, ama tam olarak kim olduğumu çıkaramıyorlardı. Pnom Penh'de başkentteki hareketin genel sorumlusuydum. Aynı zamanda köylük bölgelerle irtibatı da üstlenmiştim.

 
      "1963'de gerillalara katıldım ve Pnom Penh'e 24 Nisan 1975'te döndüm.

       "1960'ta Parti Kongresi beni Merkez Komitesi üyeliğine ve Parti Merkez Ko-
mitesi Daimi Komite üyeliğine seçti.

       "1961'de Daimi Komite Sekreter Yardımcısı oldum.

        "1962'de Partimizin Sekreteri gizlice düşman tarafından katledildi. Bunun üzerine Sekreterliği ben üstlendim.

       "1963'te Parti'nin 2.Kongresi beni sekreterliğe seçti. Daha sonraki Kongreler de üstüste beni hep bu göreve getirdi.

       "Köylük bölgelerde esas olarak, en ücra bölgelerde kaldım.        
      Bütün ülkeyi dolaştım. Halkımı, ülkemin coğrafi ve ekonomik durumunu oldukça iyi biliyordum. Destek üssüm, Kuzeydoğudaki azınlık milliyetler bölgesindeydi. Bu milli azınlıkları çok iyi biliyorum. Çok sefil durumdaydılar. Sadece küçük bir kumaş parçası ile örtünüyorlardı. Yiyecek hiç tuzları yoktu. Şimdi, kimse onları diğerlerinden ayırt edemez. Aynı elbiseyi giyiyorlar ve diğer herkes gibi yaşıyorlar. Yeterince pirinçleri, tuzları, ilaçlar ı ve diğer malları var. Yaşam koşulları oldukça düzeldi.

       Kamboçya'da karşılaştığımız bütün yetkililere, Kamboçya halkının önderleriyle görüşmek istediğimizi söylemiştik.Onların cevabı ise "Bir bakalım" olmuştu. Böyle bir görüşme yapıp yapamayacağımız belli olmamıştı.

       Kamboçya'daki ikinci günümüzün akşamı Pian gelerek, Dışişleri ile görevli Başbakan Yardımcısı İeng Sary'nin bizi kabul edebileceğini,ama önceden sorularımızı yazılı olarak vermemizi rica ettiğini söyledi.

       Hemen oturup aklımıuza gelen on soruyu kağıda döktük,daktilo edip Kamboçyalı ev sahiplerimize verdik. Sonra da ülke içinde dört günlük bir geziye çıktık.

       Geziden bir öğlen dönmüştük. Oldukça yorgun olduğumuzdan biraz dinleniyorduk ki, kapımız çalındı. Pian bizleri heyecanlandıran bir haberle gelmişti:

       "Pol Pot yoldaş sizlerle görüşmek istiyor. Yemekten sonra resmi konutunda sizleri bekleyecek."

       Kamboçya halkının önderi Kamboçya Komünist Partisi'nin Merkez Komitesi Sekreteri, Kamboçya'nın en yetkili kişisi Başbakan Pol Pot bizi kabul edecekti.
 
     
      Resmi Konutta

       Akşam yemekten sonra Nat arabasıyla geldi. Evden çıktık, az ileriden sağa döndük, Bassak Irmağı boyunca ilerledik. Saat tam 7.00'de resmi konutun önündeydik. Merdivenlerin enüstünde görüşmemizde çevirmenlik yapacak olan Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Thiounn Prasithhem Fransızca hem İngilizce biliyordu. Şimdi Demokratik Kamboçya'nın Birleşmiş Milletler'deki Daimi Temsilciliği'ni yapıyor.

       Bizi büyük bir salona aldılar. Pol Pot kapıdaydı. Hararetle elimizi sıktı. Geniş salonun bir kenarına yerleştirilmiş koltuklara oturduk. Arkamızda siyah abanoz ağacı üzerine sedef kakma olarak yapılmış Angkor Vat tapınağının büyük bir resmi asılıydı.

       50 yaşlarındaki Pol Pot boğazına kadar düğmeli gri bir takım elbise giymişti. Yumuşak ve yavaş ama etkileyici bir sesle konuşuyordu. Vietnam'ın çevirdiği dolapları anlatırken gülüyor, küçük kahkahalar atıyordu, ifadesini güçlendirmek için ellerini kullanıyor, tane tane konuşuyor, anlattıklarının tam anlaşılmasına çalışıyordu.

       Görüşmeyi Dışişleri ile görevli Başbakan Yardımcısı İeng Sary, Dışişleri Bakanlığı Enformasyon ve Basın Bürosu Başkanı Gun da izliyorlardı.

       Pol Pot, kendisine ulaştırılan yazılı sorularımıza Başbakan Yardımcısı İeng Sary ile birlikte cevapladıklarını, ancak kendisinin bazı noktalarda daha ayrıntılı açıklamalar yapmak istediğini belirtti.

       Sözlü açıklamaları sırasında söylediği bazı şeyler yazılı sorulara verdiği cevaplarda da yer almasına rağmen tarihi bir belge olması nedeniyle biz her iki metni de tam olarak yayınlamayı kararlaştırdık. Ancak konuların yakınlığına göre yazılı ve sözlü metinleri birbirinin ardına koyduk.

       Resmi Konut'ta kahvelerimiz gelirken Pol Pot sözlerine şöyle başladı:

       "Halkımız sizin ziyaretinizi büyük bir sevinçle karşılıyor,ziyaretinizden güç alıyor. Ülkemizin çeşitli yerlerini gezdiniz. Demokratik Kamboçya'daki durumla ilgili bilgi edindiniz.

       "Halkımız sorunlarını çözmeye,ülkemizi yeniden inşa etmeye ve hayat düzeyini yükseltmeye çalışıyor. 17 Nisan 1975'deki kurtuluşumuzdan bu yana halkımız tüm güçlerini ülkemizi savunmaya ve ekonomimizi inşa etmeye seferber etti. Yeterli yiyecek sağlamak, bağımsızlık ve egemenliğimizi korumak için böyle yapmak zorundayız. Ülkemizi inşa etmek için halkımızın ve silahlı kuvvetlerimizin tüm güçlerini seferber ettik.

    
Vietnam ve Sovyet Yayılmacılığının Stratejisi

       "Ne var ki, dış düşman, halkımızın hayat düzeyini yükseltmemize, barış içinde yaşamamıza ve ülkemizi inşa etmemize imkan vermedi. Kurtuluşa kavuşmamızdan bu yana özellikle Vietnamlı saldırganlar Kamboçya'yı ele geçirmek amacıyla bir çok faaliyet yürüttüler. Onlar, Kamboçya'nın bağımsız olmasını ve kendi kaderinin efendisi olmasını istemiyorlar.

       "Onlar, Kamboçya'yı ele geçirmek ve Vietnam'ın bir parçası durumuna getirmek istiyorlar. Daha önce 'Hindiçini Federasyonu' söz konusuydu. Onlar bu Hindiçini Federasyonu aracılığıyla Kamboçya'yı ilhak etmek ve Vietnam'ın bir parçası haline getirmek istiyorlar. Vietnamlılar gerçi bugün Hindiçini Federasyonu sözünü kullanmıyorlar, ama özünde onların tek isteği Kamboçya'yı ele geçirmektir.Kamboçya'yı ele geçirmek Kamboçya'nın efendisi olmak ve sonra yayılmalarını güneye doğru geliştirmek amacındalar. Vietnam'ın ve aynı zamanda Sovyet yayılmacılığının stratejisi işte budur.

       "Bu nedenle Vietnam ve Sovyetler Birliği, Kamboçya'ya karşı birleşiyor ve ona saldırıyorlar. Ve ikisi birlikte, Güneydoğu Asya'daki yayılmalarını geliştirmek istiyorlar.

      "1977 sonlarında bize karşı on dört tümenle büyük bir saldırıya giriştiler. Bu, Vietnamlılar ın hazırladığı ve içinde Sovyetler'in ve onların takipçilerinin de bulunduğu bir plandı."

       Pol Pot konuşmasının burasında durdu. O sırada görevliler salona çok büyük bir Kamboçya haritası getirdiler. Başbakan Pol Pot ayağa kalkarak Sovyetler Birliği desteğindeki Vietnam saldırısı hakkındaki açıklamasını harita üzerinde göstererek şöyle sürdürdü:

       Vietnam Saldırısı Kurtuluştan Beri Sürüyor

       "Şimdi size Vietnamlıların Vietnam sınırında giriştikleri saldırıdan söz etmek istiyorum. Kurtuluşa kavuşmamızdan sonra, Vietnamlılar Koh Vay adamızı ele geçirmek üzere bir saldırıda bulundular. Ve halkımıza gözdağı vererek kendilerine boyun eğdirmek, bizi Hindiçini Federasyonuna katılmaya zorlamak amacıyla sınır boyundaki saldırılarını sürdürdüler.

     "Bu saldırılarını 1975'ten 1977'ye kadar sürdürdüler. Ama hiçbir zaman başarıya ulaşamadılar. Dolayısıyla, 19 77 sonlarında bize saldırmak üzere büyük çaplı kuvvetler kullandılar. 'Yıldırım saldırısı, yıldırım zaferi ' stratejisini uygulamak istediler. Bu stratejiyi halkımızın kendilerine karşı çıkmasını önlemek ve aynı zamanda dünya kamuoyundan gelecek muhalefeti engellemek amacıyla uyguladılar. Eğer Demokratik Kamboçya'yı ele geçirmeyi başarsalardı, dünya kamuoyunun yapabileceği hiçbir şey olmayacaktı.


   
      Saldırı Hedefleri
 
       "Onlar kuvvetlerine güvendiler. "Pol Pot haritada Kompong Çam ve Svay Rieng bölgesini göstererek sözlerini sürdürüyor: "Bu nedenle, bu bölgenin güneyinde bize karşı büyük bir saldırı başlattılar. Onların ana saldırı hedefi burasıydı. Mekong'un kuzeyindeki cephenin yanı sıra, ülkenin bu yörelerinde ikincil cepheler vardır.

     "Dünya kamuoyu, Vietnam'ın yayılmacı Sovyetler'in uşağı olduğunu ve Sovyetler'in Güneydoğu Saya'daki yayılmacı siyasetine hizmet ettiğini gördü.

     "Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi, Sovyetler Birliği'nin emriyle hareket eden Küba, Afrika'da yayılmacı ve saldırgan bir rol oynadı. Sovyetler, aynı şekilde Vietnam'ı da Güneydoğu Asya'da yayılmak üzere bir öncü güç olarak kullanıyorlar.

     "Vietnamlılar 1977 Aralık'ında bize on dört tümenle saldırdıklarında çok sayıda ağır top ve bir çok tank kullandılar. Bunlar arasında birçok Sovyet tankı da vardı. Ve hem ağır topçu komutanları, hem de tank komutanları arasında Sovyet komutanları da bulunuyordu. Vietnam topraklarından Sovyet komutanları emir veriyordu. Bunlar aynı zamanda Kamboçya topraklarına giren tanklardan da emirler verdiler. Bunun kanıtları var.

     "Birincisi, dinlediğimiz radyolarda Rusça emirler işittik. Rusça konuşan Vietnamlılar vardı, ama aynı zamanda Rusça konuşan Sovyet subayları vardı.

     "İkinci bir kanıt olarak bir tank imha ettik, bu tankın içinde iki Sovyet askeri öldürdük. Üstlerinde beyaz giysiler vardı, dökümhane işçilerinin giysilerine benziyordu. Bunlar sıcaktan korunmak için giyilmişti.
 
      Demokratik Kamboçya Bağlantısız
     Bir  Üçüncü Dünya Ülkesidir

       "Demokratik Kamboçya küçük, yoksul ve nüfusu az bir ülkedir. Mahvedici bir savaştan yeni çıkmıştır. Herhangi bir ülkeyi kışkırtması ve ona saldırması için hiçbir neden yoktur. Dolayısıyla, Vietnam  Kamboçya'ya karşı saldırısını durdurur durdurmaz bu savaş kendiliğinden sona erecektir. Ve eğer Vietnam Kamboçya'nın bağımsızlığına, egemenliğin e ve toprak bütünlüğüne somut anlaşmalarla saygı gösterir ve Kamboçya'nın iç işlerine karışmazsa, Kamboçya ve Vietnam ülkeleri ve halkları arasındaki dostluk da kendiliğinden oluşur.

     "Bütün bağlantısız ülkeler, Üçüncü Dünya'ya dahildir. Ama Üçüncü Dünya ülkelerinin hepsi bağlantısız ülkeler değildir. Bu terimleri kullanıyoruz, çünkü Demokratik Kamboçya bağlantısız bir Üçüncü Dünya ülkesidir. Bu da Demokratik Kamboçya'nın herhangi bir bloka katılmadığı anlamına gelir.

     "Bu temel üzerinde birbirinin bağımsızlığına, egemenliğin e ve toprak bütünlüne karşılıklı saygı, birbirinin iç işlerine karışmama ,eşitlik, karşılıklı yarar ve barış içinde birarada yaşama şeklindeki bağlantısızlık ilkelerini somut anlaşmalarla yerine getirerek, tüm bağlantısız ülkeler ya da Üçüncü Dünya ülkeleriyle dostluk ve dayanışmayı geliştirmeye ve güçlendirmeye çalışıyoruz.

     Bu ilkeleri savunmak, onları her zaman bozulmadan korumak için kararlılıkla elimizden geleni yapıyoruz. Çünkü bu ilkeler doğru ve haklı ilkelerdir. Bu ilkeler bir yandan bağımsızlığımızı korumamızı sağlamakta, öte yandan da devletler arasındaki uluslararası ilişkilerin eşitlik ve karşılıklı saygıya dayanması mümkün kılmaktadır.

       Vietnam ve Küba
       Yayılmacı Blokun Üyeleridir

       "Küba, Afrika ve Orta Doğu halklarına saldırma ve onları katletmede yayılmacı büyük devletin paralı ordusu olarak hizmet görüyor. Bu iki ülke bağlantısızlık ilkelerini çiğniyor.

     
       Üçüncü Dünya İle Dostluk ve Dayanışma

       "Demokratik Kamboçya Anayasasının 21.Maddesi şunu da belirtir: Demokratik Kamboçya, Asya, Afrika ve Latin Amerika'daki Üçüncü Dünya halklarıyla ve dünyanın bütün barışsever ve adaletsever halklarıyla dayanışmasını geliştirmek ve emperyalizme, sömürgeciliğe  ve yeni-sömürgeciliğe karşı dünyada gerçek bağımsızlık, barış, dostluk, demokrasi, a dalet ve ilerleme uğrundaki mücadelede etkin karşılıklı yardım ve desteği geliştirmek için vargücüyle çalışır.

       15 Yılda Modern Bir Tarım Ülkesi,
       15-20 Yılda Temel Sanayilere Sahip
       Ülke Olmak

       "Kurtuluştan hemen sonra 1976 Ocak'ında toplanan Kamboçya Komünist Partisi 4. Kongresi ülkenin inşası için başka bir deyişle ABD emperyalistlerinin beş yıl süren saldırı savaşı tarafından harabeye çevrilmiş, yoksul ve geri bir tarım ülkesi olan Kamboçya'yı 1977'den başlayarak 10-15 yıl içinde modern bir tarım ülkesine 15-20 yıl içinde de tüm temel sanayilere sahip olan bir ülkeye dönüştürmek için stratejik plan saptadı. Bağımsızlık, egemen lik ve kendi gücüne güvenme ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalarak tarımı inşa edip geliştiriyor ve tarımda biriken sermayeyi sanayinin inşasında kullanıyoruz.
 
 
      Sanayileşme Çabası

       "Bu arada çeşitli temel fabrikalar inşa etmeye çalışıyoruz. İnşaat sanayii için fabrikalar, kimyevi madde fabrikaları, çelik fabrikaları, petrol rafinerileri gibi temel fabrikaların inşasına büyük önem veriyoruz. Bunlar bağımsız bir ekonomiyi yaratan sanayilerdir. Şimdi bunları inşa etmeye çalışıyoruz. Bu planı adım adım gerçekleştiriyoruz.

       "Bu fabrikaların inşası sırasında teknisyenler de yetiştiriyoruz. Bunlar aynı anda hem öğrenim yapıyor, hem de üretim çalışmasına katılıyorlar.

       "Size bir örnek vermek isterim. Daha önceleri genel bir kültür edinmek ve ortaokul öğrenimi görmek için on bir-on iki yıl okumak zorundaydılar.Şimdi ise on iki - on dört yaşlarındaki çocuklar okuma yazma, hesap yapmayı biliyor ve üretime katılıyorlar. Genellikle günde iki saat genel kültür okuyorlar. Üç yıllık bir öğrenim görüyorlar. Gördükleri eğitim daha önce on bir - on iki yılda görülen eğitimin aşağı yukarı aynıdır. Gerçi çok yüksek bir düzeye sahip değiller, ama düzeyleri kurtuluştan önce dokuz yıl okuyanların düzeyinden daha yüksek.
  
       "Hızla yeterli teknisyene sahip olabilmek için teknisyenleri böyle yetiştirmek zorundayız.... Gördüğünüz gibi orada aynı anda hem öğrenim görüyor, hem de çalışıyorlar. Eğer onların öğrenimleri tamamlandıktan sonra üretime katılmalarını bekleseydik on altı yıl bekleyecektik. Aynı anda hem okuyup hem de üretime katıldıklarından teknisyenlerimizi böyle yetiştiriyoruz.

      Para Bulunmayan Bir Ekonomik Düzen

       "Bugün para kullanmıyor olmamız, ABD emperyalistlerinin saldırı savaşına karşı Milli Kurtuluş Savaşı sırasındaki somut durumun bir sonucudur. 1973'ten önce, henüz kooperatifler kurmadığımız sıralarda, toprak ağaları, tüccarlar ve gelip Kamboçya topraklarına sığınan Vietnamlılar, devletimizin verdiğinden daha yüksek bir fiyatla halktan gizlice pirinç satın alıyorlardı. Dolayısıyla, ha lkımız ve ordumuz yiyecek sorununun çözümünde güçlüklerle karşılaştı; halk çocuklarını orduya göndermeye ve ABD emperyalistlerine karşı savaşmaya istekli değildi.

       "Durumu açık seçik değerlendirdik ve 20 Mayıs 1973'te kooperatifler kurmayı kararlaştırdık. Bu kooperatifler ekonomiyi bütün alanlarda kucaklıyorlar, yani tarım üretimini kucaklıyor, kendileri ile devlet arasındaki mübadele ve ikmali denetliyorlar. Böylelikle yiyecek sorununu çözmeyi başardık; halk devrimden memnun oldu ve çocuklarını düşmana karşı savaşmak için orduya göndermeye razı oldu.

      "Dolayısıyla kooperatifler arasındaki mübadeleler durmadan arttı ve para kullanımı azaldı. 1974 yılında halkımız para kullanmayı %80 oranında bıraktı. Kurtuluştan önce devlet parayı özellikle düşmanın denetimi altındaki bölgelerdeki bazı satın almalar için kullanıyordu. Bu nedenle ülkenin % 90'ını kaplayan ve 6 milyonluk bir nüfusa sahip olan kurtarılmış bölgelerde paranın kullanılmaması bir sorun değildi. Bütün ülke kurtarıldığı zaman halk para kullanmama alışkanlığını edinmişti bile, şehirlerden boşaltılan insanlar da para kullanmıyorlardı.

       "Bugün her yerde kooperatifler var. Fabrikalarda işçi sendikaları var. Hem kooperatif üyeleri hem de işçi sendikaları üyeleri kollektif bir hayat sürdürüyor. Kooperatifler ve sendikalar her şeyi sağlıyor. Yiyecek, giyecek, k onut, ilaç, tıbbi bakım vb.

       "Halkımız kollektivist rejimden çok memnundur. Tek isteği kollektivist rejimi güçlendirmektir, çünkü bu rejim bütün halk arasındaki birlik ve dayanışmayı güçlendirmiş, sosyalist rejimi sağlamlaştırmış ve Vietnam'ın ve yayılmacı büyük devletin saldırgan faaliyetlerini yenilgiye uğratmıştır. Vietnam ve yayılmacı büyük devlet, Demokratik Kamboçya'nın kollektivist sosyalist rejimine saldırıyorlar. Çünkü artık Kamboçya topraklarına sızamıyor ve ajanlarını Kamboçya Devriminin saflarında örgütleyemiyorlar.

        Benzer bir soruyu Sekreter Pol Pot'a görüşmemiz sırasında da yönelttik, para kullanmama deneyinin sonuçlarını nasıl değerlendirdiğinizi sorduğumuzda şu cevabı aldık :

    Halkın Para Kullanmama Konusunda
    Bir Sorunu Yok

     Pol Pot : "Bu deneyden iyi sonuçlar aldık. Halkın para kullanmama konusunda bir sorunu yok. Para kullanmayarak ekonomik sorunu çözdük.

     İşin siyasi yönüne gelince, halk bu karmaşık para sorunu konusunda hiçbir güçlükle karşılaşmıyor. Bundan amaç, insanların zihinlerinde yer etmiş olan üst yapının bir bölümünü ortadan kaldırmaktı. Para ekonomik ilişkileri yürüten sadece bir araçtır. Para kendi başına bir ekonomik ya da siyasi bir amaç değildir. Daha çok bir köprü gibidir. Ama biz halkın yaşama koşulları sorununu bu köprü olmadan da çözebiliriz.

     "Bunu devlet iktidarının bir parçasını ortadan kaldırmanın bir yolu olarak görüyorum. Bizim için gereksiz olan şeyleri ortadan kaldırabiliriz.

     Para Devletin Bir Parçasıdır

     "Biz Marksistiz. Biz devletin ortadan kaldırılması konusunda Lenin'den öğrendik. Marksist-Leninist ler devlet iktidarını ele geçirmenin ve devleti ortadan kaldırmanın yollarını aramalıdırlar. Para devletin bir parçasıdır. Dolayısıyla onu ortadan kaldırdık. Ve bundan sonra da eğer herhangi bir şeyi ortadan kaldırmamız gerekirse kaldıracağız.

     "Eğer halk bu uygulamadan memnunsa ve bu yolla halkın hayat düzeyini yükseltebiliyorsak, bunları  ortadan kaldırmamız gerekir. Bazıları (Burada eski Güney Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesi Geçici Devrim Hükümeti'nin Dışişleri Bakanı Bayan Ngyen Thi Binh'in bir sözünü kastediyor.) bizim devrimimizi aptalca bir biçimde yaptığımızı söylüyorlar. Ama aslında biz, Lenin'in öğrettiği gibi, Marks, Engels ve Lenin'in öğrettikleri gibi yapıyoruz.

   
     Önemli Olan
     Doğru Bir Siyasi Çizgiye Sahip Olmaktır

     "En önemli şey, doğru bir siyasi çizgiye sahip olup olmamaktır. Halkın özlemleriyle uyum içinde olup olmamaktır. Halk tarafından desteklenip desteklenmemektir.

     "Ama on yedi yıllık mücadele boyunca, Parti'nin varlığı resmi olmadığı halde, bütün toplumsal sınıf ve tabakalardan Kamboçya halkı, Kamboçya Devrimine Kamboçya Komünist Partisi'nin önderlik ettiğinin açıkça farkında olmuştur.

     "Kesin Milli Kurtuluştan sonra, Parti'nin resmi varlığını ilan etmek için elverişli zamanı hazırladık. Bu amaç için Parti'nin 17. yıldönümünü seçtik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder